**************************
Önemli Linkler
**************************
Yesrip Vaktidir Avuçlarımın
Şehri/yar!
-Nuh’a yeminle-
Şehri/yar!
Söz değmemiş, el değmemiş, göz değmemiş sevidir ufkuma doğan zaman
Bilmem kaç bela asr’a uzanır
Saçları dalga dalga
Her telinde bin gece
Zifirisi elem gözlerime vuran şavkı
Saçları törelerim karası
Saçları;
Ateş ve isyan!
Geceden elmas toplayan yanlarımsın
Kuyudan arta kalan yarınlarım
Yâkub’a benzer yaralarımsın
Hüzne alabildiğince bahtiyar.
Bir hatayı doğurur mu lahzamda
Akla ziyan dudakların...
Hercai hıçkırıklarda yelkovan
Parmaklarımda sıralanan vagonlar
Göğe astığım şehadet
Melal yüklü ihtilal
S/usumda rakkas sevda
Namlumda öncesi olmayan veda
Mürekkep zehri infazımla/
Siliyorum sarsılan vehimleri
Yağmurların küstüğü yerde yazılı ahım
Sarıldığın günahım
Bilmediğin eyvahımla
Cezayım; yıllarının hülyasına...
(yok et yüzüne göz koyan kadınları)
Senden beri
Tuvallerde inler gökkuşağı
Kokusuna darılan güllerden çalarım acımı
Bir Meryem’i öldüren bin Meryem’e ağlarım
Harına vurulur Harran
Sus’ar dillere asılan aşk masalı
Özde inanç yaşar...
Yavuz’un ölmeyen çehresi olur gölgen
Saklında tarihi meçhul güz coşar...
Boyun büken pervaneyim yalnızlığına
Yalımın kırmızısında hapis
Seni anlatmak tarih yazmaktır kanıma
Seni ağlamak beni tutmak aynalarda
Şefkat beyazı alnında incinmesin merhamet
Bir yanlış kelam et de huzur bulsun cinayet
Sevda emanet bıraksın mahremiyetini
............................................. uykularına...
(*) Şiir Vedat Örfî’nin çevirmenliğini yaptığı Doğu klasiklerinin “Binbir Gece” isimli kitabından esinti ile kaleme alınmıştır...
Nuray Alper
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesi:
11.10.2007/Ankara
Ankara Rüzgarı Serbest Şiir birincisi...
Ekim/Size Dergisi
K/argülünden:
Her zaman Nuray ALPER'in sanatına hayrandım/hayranım. ve her zaman belirtmekten asla çekinmediğim bir hususu yine belirtiyorum. O genç yaşına rağmen geçişe ait köklerini koparmadan kalemi ve birikimi ile çağdaşlığın da sınırlarını zorlamaktadır. Zira evveliyatı olmayan şeyin zaten geleceğinin de olmadığı malumunuzdur...
Yaşı eski değildir ama yazdıkları hem eski hem yeninin sentezidir... Bu ise sıradışı bir kaabiliyettir.
İşte bu kalemi diğerlerinden farklı kılan....
Estetik olarak bu şiire yorum yazmak beni aşar.
ben de atıfta bulunulana binaen bir kaç düşüncemi paylaşmak isterim...
Öyle hassas bir konudur ki bu hassas kalemle buluşan, çağın gözyaşları dahi yıkayamaz arkasındaki ezme gayretlerinin bıraktığını.....
Sebepler aleminde yaşadığımızı bir gerçek ise Kainatta her şeyin sebep-sonuç ilişkisi içerisinde olması Allah'ın sünneti ve hikmetinin gereğidir. Bu açıdan her olayın izahatında Yüce Yaratan'ın hikmeti aranmalıdır. ve bu hikmeti sorgulama gafletine düşülmemelidir. Bu gafleti ihdas edenlere ise itibar edilmemelidir.
***
Gülüşüm kopardığında ruhundan hicreti
Taif bekle canımı
Parçalamak için ayaklarımı.
****
Tüm değerlerin baş aşağı edildiği ÇAĞDAŞ (!) dünyada, insanlar nelerin kölesi olmuyor ki…
Doğrusu Adem oğlu kölesi olacak putu icat etmekte mahirdir.
Uçkuruna köle olanlar
Midesine köle olanlar
Makamına köle olanlar
Damak ve ten zevkine köle olanlar
Hevasına, hissine, şeytanın hilelerine köle olanlar…
İşte onlar aslında ZALİM dirler……
***
Sedânı tâvaf eden kor dokunsun çağımın alnına
Fethin uğraşında gün!
Zulmet mi isyân
Utanç mı bölünen(!) anaların kan kokan gözlerinde
Soylu sevdanın mührü dayansın göğsüne
Saçının değdiği hasret
İçimde çoğalan gurbet
Kuyuda bekleşen vakte yeminle
Tebessümdür kavlimiz; omuz omuza çoğalan sükûtun sesinde
Bedr’in aşk tekerrürüne
Sür izini sûretimize
***
Ve diğer yanda, bunların dışında Rablerinin emirlerine uyarak, o hikmetin peşinde gidenler…
Adandıkları o hikmet uğruna çile çekenler, çektirilenler…
Zalimler zulümlerinden vazgeçmedikleri sürece Kur’ana düşman olarak kalacaklar ve var olduğu sürece de kainatın dili Kur’an onları hüsrana uğratacaktır…Bu sebeple güneşten rahatsız olan yarasalar gibi karanlığı kendilerine aydınlık olarak görmeleri de kaçınılmazdır.
Aydınız (!) diyenlerin aydınlıkları kendi çevrelerini dahi ışıldatmaz iken, asıl aydınlığa düşman olmaları da elbette kaçınılmazdır. Onlar karanlıkların ve karanlık işlerin adamlarıdır suni aydınlıklarında inanç ve fikirlere de hoşgörüleri beklenemez, hoşgörüden ahkam keserken…
Değerli bacım, işte senin yüreğinin farkıdır, o kadar beşeri kaygı ile donatılan hayatın içerisinde kardeşlerinin dertleriyle ıstıraba boyanmak… Kadınların erkekleştiği bir toplumda,
bir kadın, bir anne olarak kendi önceliklerini geri plana itip ezilen, hakir görülen, zulmedilen kız kardeşleri için vefa sarf etmek yolunda içindeki cevheri dizeleri ile bizlere takdim eden Nuray ALPER’i alnından öpüyor K/argülü….
***
Gecenin uykusuz yanı,
Ağla ihânetine asrımın
Yesrip vaktidir avuçlarımın...
***
Hem de hüzün bohçasını sevinçleri ve gözyaşları ile bağlayarak… Yolun açık olsun bugünün ve yarının gerçek ŞAİRİ…..
İki cihanda ablan/şahidin…
Bugün 74705 ziyaretçi (131943 klik) tarafından ziyaret edildi!
HİLÂLLİ_HÂLEM
"Henüz elde edemediğiniz, fakat Allah'ın, ilmiyle kuşattığı başka (kazançlar) da vardır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir. " (Fetih suresi, 21. ayet)
SON SÖZ MEVLANINDIR!
HADİSLERDEN
DUALARIMIZ
Ey Allahım!
Beni hidâyetine ulaştır.Geçmişimi,geleceğimi bağışla!Ey başvurulacakların en hayırlısı! Kendisinden, İstenilenlerin en keremlisi, en çok vereni! Ey Allahım! Sen, sözümü işitiyor, yerimi görüyor, gizli, açık neyim var ise biliyorsun. İşlerimden hiç biri sana gizli değildir. Ben çâresizim, yoksulum. Senden yardım ve eman diliyorum. Yâ Rabb! Beni hatâlardan temizle, beyaz bir elbisenin kirlerden temizlendiği gibi. Allah'ım! Hatâlarımı su ile, kar ile, dolu ile yıka.Ey Rabbim bütün varlığımı sana teslîm ettim, işimin tasarrufunu sana havale ettim, yönelişim sanadır, korkum da ancak sendendir, senin azâbından kaçıp sığınılacak ancak yine senin rahmetindir. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin resulüne îmân etdim ey Rabbim!
Sallalahu ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ecmain Velhamdulillahi Rabbil alemin.
Âmîn... Âmîn... Âmîn
HZ.YUSUF A.S NİN DUASIDIR:
Ey gaib olmayan şahid! Ey uzak olmayan yakın!
Ey mağlup olmayan galib! İçinde bulunduğum sıkıntıdan
beni ferahlığa çıkar... Bir kurtuluş kapısı aç. Ey her türlü sıkıntıyı kaldıran, ey her duaya icabet eden, ey her türlü kırıklıkları saran! Ey her türlü zorluğu kolaylaştıran,
her kimsesizin sahibi, her yalnızlığın munisi Allahım!
Ey kendinden başka ilah olmayan Rabbim!
Seni tenzih ederim. İçinde bulunduğum sıkıntıdan bir ferahlık beladan bir kurtuluş kapısı açmanı senden dilerim. İlahi muhabbetini kalbime öyle bir yerleştir ki senden başkasından başka hiç bir tasam kalmasın.
Ey Rabbim,beni muhafaza et...
(Yusuf A.S.)